
Hijikatalar'ın arması, gecenin en zarif kuşu olan bülbüldür.
Hijikata Ichizoku (土方 一族)
Hijikata klanı, Shinobi dünyasında üyelerinin iki özelliği ile meşhurdur: sessizce iş bitirmedeki ustalıkları ve sadakatsizlikleri. Klana ihanet etmek veya klan üyeleriyle ters düşüp yolları ayırmak klan içerisinde sık görülen bir durum olduğundan Hijikata klanı belirli bir köye ya da ülkeye bağlı değildir. Herhangi bir köyde veya ülkede birbirinden bağımsız olarak görev yapan birçok Hijikata bulunabilir fakat en çok görüldükleri yer Bingo kitaplarıdır. Meifumado'yu, yani kaçaklığın cehennemî yolunu seçmek klan içerisinde çok gözlenen bir durum olmuştur, çünkü ırsi bir şekilde tüm Hijikatalar sadakat ve bağlılık gibi meziyetlerden yoksun olarak doğarlar. Bunun, klanın geçmişinde yaşandığı öne sürülen ve nesilden nesle aktarılan bir efsane sebebiyle olduğu söylenir. Şöyledir ki;
"Bundan uzak, çok uzak bir tarihte Hijikata Ichimaru adlı bir shinobi yaşamış. Fırtına kadar hızlı, kaplan kadar çevik fakat diğer yandan bir yaprak kadar zarif ve sessiz bir shinobiymiş Hijikata Ichimaru. Bir gün bir ormanda meditasyon yaparken bir Oni, Ichimaru'nun aklını çelmiş ve bağlı bulunduğu Daimyou'yu öldürüp kanını kendisine sunması karşılığında ona tahayyül sınırlarını zorlayacak bir güç vermek üzere Ichimaru ile anlaşmış. Ichimaru, bağlı bulunduğu Daimyou'yu gece kaçırıp bu oni onuruna dikilmiş sunağın önüne getirmiş. Tam kafasını uçuracakken Daimyou, Ichimaru'ya ve soyuna lanet okumuş, ihanet ettiği gibi ihanet görmesini dilemiş. O günden sonra Ichimaru Hijikata ne zaman dişli bir rakip görse bedeni, anlaşma yaptığı oninin gücüne konak olmuş ve Hijikata Ichimaru o dişli rakibi her kimse onu yenmiş. Fakat bir gün aynı şeytani gücü taşıyan oğlu tarafından sırtından bıçaklanıp öldürülmüş. Daha sonra Hijikata Ichimaru'nun soyundan gelen herkesin bedeni oninin şeytani gücüne konak olmuş, ve ruhu sadakat nedir bilmemiş, hep sırtına saplanacak bir bıçağın korkusuyla yaşamış..."
Bu hikaye iki şeye açıklık getirmektedir: Hijikatalar'ın neden karanlık bireyler olduğuna, ve klanın kekkei genkaisi olan Onikai'ye. Klan üyelerinin bir kısmı bu hikayenin her şeye kılıf uydurmak için üretilmiş bir masal olduğunu düşünürken bir kısmı bu laneti kabul edip aşmaya veya onu kontrol etmeye çalışır. Çok küçük bir azınlık da olsa kendini tamamen lanetin hizmetine adamış ve kan tutkusunu yaşama amacı haline getirmiş, aile içinde "av köpekleri" olarak anılan üyeler de mevcuttur. Burada dikkat çekilmek istenen nokta, Hijikatalar'ın ucube olmadığı, onların da insan olduğu gerçeğidir. Burada bahsedilen kavramlar yazının ilerisinde açıklanmaya çalışılacaktır.
Öncelikle klanın kekkei genkaisi olan Onikai'yi açıklamak gerek: Onikai (ya da Türkçesiyle "şeytanı serbest bırakma"), genelde ölümcül tehlikelerden sıyrılma aracı olarak kullanılan bir bilinç durumu. Onikai aktif hale geldiğinde, ya da efsaneye inanan kısma göre şeytan bedeni ele geçirdiğinde iki güdü uyanıyor kişinin içinde: 1) Hayatta kalma içgüdüsü ve 2) Kana susamışlık. Normal bilinç kapandığı için vücut acıya daha dayanıklı hale geliyor ve vücut potansiyelinin sınırları zorlanıyor. Beş duyu daha iyi çalışmaya başlıyor, kan daha hızlı pompalanmaya başladığından vücuttaki yorgunluk hissi azalıyor. Ayrıca çakrada muazzam bir artış gözleniyor. Hatta normalde de çakra zengini olan bir Hijikata'nın bedenini lacivert-kara bir çakra mantosunun kapladığını dahi görebiliyoruz. Fakat Onikai'nin üç büyük dezavantajı var. Öncelikle Onikai'yi aktif edebilmek için bir miktar çakranızı kalıcı olarak kurban etmeniz gerekiyor. Bu da ruhunuzun ve bedeninizin gelecekte daha zayıf olması demek. İkinci en büyük dezavantaj ise Onikai kapandığında vücuda çökecek acı ve yorgunluk. Bedeniniz Onikai aktifken çekmediğiniz tüm acıları birden yüklüyor, böylece inanılmaz ağrılara maruz kalabiliyorsunuz. Üçüncüsü ise "sesler." Kafanızda sürekli size insan öldürmenizi telkin eden sesler duyuyorsunuz. Bu sesler uykularınızda ise kabuslara dönüşüyor.
Yukarıda anlatılan Onikai'nin dışında iki farklı Onikai durumu daha var: Av köpekleri ve terbiyeciler. Av köpekleri kendilerini tamamen klanı lanetleyen Oni'nin, veya efsaneye inanmıyorsa içindeki kan tutkusunun iradesine adamış Hijikatalar. Bunların tek amacı daha çok kan döküp Onikai'yi daha çok güçlendirmek. Kendi kişilikleri tamamen silinmiş olan bu tipler Shinobi dünyası için büyük tehlike arz ediyorlar. Ayrıca bir Hijikata, hayatı süresince çok fazla Onikai'ye başvurursa Oni, veya içgüdüleri onu ele geçiriyor ve o kişi istemeden de olsa bir av köpeği oluyor. Terbiyeci olmak ise Hijikatalar'da çok ender görünen bir durum. Bu bireylere terbiyeci denmesi geleneği ise içindeki Oni'yi terbiye edip av köpeği olma veya çakrasını kaybetme tehlikesini yaşamadan Onikai açabilen "Oni no Chōkyō" (Şeytan terbiyecisi) lakaplı Hijikata Natsume'den geliyor. Terbiyeciler, aile içinde "Mezuniyet Ritüeli" olarak bilinen ve genç Hijikatalar'ın şeytanlarını uyandırdıkları ritüele gerek duymadan, Oni ile beraber doğuyorlar. Bu durum onlara kendi çakralarını kaybetmeden Onikai açabilme özgürlüğü verse de terbiyeci olarak doğanlar küçüklükten beri kafalarında sürekli öldürme telkinleri duyuyorlar. Ve bir terbiyeci Onikai'yi aktif ettiyse bir kişinin -bu düşman ya da dost olabilir- hayatına son verip tehlikenin geçtiğine ikna olmadan Onikai'yi kesinlikle kapatamıyor. Fakat ilerisi için ellerinde büyük bir şans var: yeterince güçlü olurlarsa içlerindeki şeytana boyun eğdirebiliyorlar. Bunu başaran tek ninjanın Hijikata Natsume olduğu söylense de imkansız olmadığı aile içinde bilinen bir gerçek. Aile içinde anlatılana göre bunun için terbiyecinin Hijikata Natsume'nin mezarını bulup onun gizli Ninpō parşömenini bulması gerek. Amegakure taraflarında bir vadide gizli olduğu söylenen mezarda saklanan bu parşömenin içerisinde laneti veren Oni'yi bu boyuta zorla getirip onunla dövüşülmesini sağlayacak bir çağırma ritüeli tekniğinin bilgileri yazılı olduğu söyleniyor. Terbiyeci olarak doğacak kadar şanslı olmayan fakat kendini lanetine teslim etmek istemeyen Hijikatalar ise basitçe "Onikai kullanmıyorlar". Lanetin bulaşmasının üzerinden uzun zaman geçtiği için yeni doğan bireyler lanete karşı daha dayanıklı, hatta klan geleneklerini reddeden Hijikata bireyleri dahi mevcut.
Gelelim geleneklere. Hijikatalar'ın gerçekten kanlı gelenekleri var. Çocuklar bir şeyleri idrak edebilecek yaşa geldikleri zaman onlara ailenin üç temel kanunu öğretiliyor: "Kimseye çok güvenme, arkanı her zaman kolla ve zorda kaldığında kızıl dumana doğru yürü." Zaman içerisinde bu lanet, bir kutsama olarak görülmeye başlanmış ve bir silah olarak kullanılmış klan içerisinde, buradan bunu çıkarabiliyoruz. Kızıl duman metaforu Hijikatalar'ın Onikai öncesinde ve esnasında iç dünyalarında gördükleri kızıl dumandan geliyor, yani kızıl dumana yürü demek, Onikai kullan demek. Çocuklar 13 yaşına kadar gizlilik, sessizlik, çevreyi okuma, kılıç kullanmayı aile büyüklerinden öğreniyorlar. Ayrıca Hijikatalar'ın bir de geleneksel bir silahları var: yay. Yay kullanmayı bilmek aile içinde bir gelenek. "Bir Hijikata kanında bir lanet ve elinde bir yay ile doğar." diye bir deyim bile var. Hayvan kemikleri ve sinirlerinden yapılma kısa yaylar, klanın sembolü gibi bir şey. 13 yaşına gelen bireyler "Mezuniyet Ritüeli" denen bir sınavı vermek zorunda. Bu sınavda varsa büyük kardeşi, yoksa Hijikata kanı taşıyan bir ebeveyni ile ölümüne dövüşüyor genç Hijikata. Bu dövüşün asıl amacı Onikai'yi kullanmaya zorlamak çocuğu. Eğer Onikai bu ritüelde aktif olmazsa çocuk öldürülüyor, çünkü temiz kanlı bir Hijikata, güçsüz bir Hijikata demek. Tabii çocuğunu öldürmeyi reddedip aile ile bağları koparak Hijikatalar da mevcut fakat her ne kadar paramparça bir klan olsa da hatrısayılır miktarda Hijikata hala geleneklerini sıkı bir şekilde devam ettiriyor. Diğer bir kanlı gelenek ise evlenme ritüeli. Bir Hijikata'nın yalnızca kendine denk başka bir Shinobi ile evlenmesine izin veriliyor, hatta mümkünse başka bir Hijikata ile. Bunun için evlenecek Hijikata ve müstakbel eşi, aile büyüklerinin önünde ölümüne dövüşmek zorunda. Eğer dövüş ikisinin de kılını kıpırdatacak takati kalmayacak şekilde bir beraberlikle sonuçlanırsa çiftin evlenmesine izin veriliyor. Bunun nedeninin ise güçsüz bir eş ile ailenin soyunu zayıflatmamak, daha güçlü bir bireyin ise aileye girip büyüklük taslamasına izin vermemek olduğu söyleniyor.
------------------------------
Şimdiye kadar kurgu böyle. GM arkadaşlar bir bakıp evren ile ters düşen bir nokta olmadığını onaylarlarsa sevinirim. Onun dışında Hijikata klanına mensup bir karakter açmak isteyenler buradan veya PM'den bana ulaşabilirler, yardımcı olmaya çalışırım.
