Film Önermece

[Tiavenn]

Bu sene aldığım oyun dizayn ve senaristliği dersi ile film kültürümün (evet film kültürümün) ne kadar gerilerde olduğunu farketmem üzerine, insanlara gidip "Bir film önerin bana!" diye başlarının etini yemeye başladım. Sonra aklıma geldi bu kadar kişi var burada, illa ki onların da insanlara önereceği şeyler vardır! Buyrun gelin, bu filmden çok etkilendim diyin, sizde film önerin.

Benden ilk çıkan film:

Flowers of War / Savaşın Çiçekleri
Sadece anime manga ile ilgilenmeyen ve japon kültürüne, tarihine, mitolojisine, diline de aşık olan benden size bir film. Aslında film Çinlilerin etrafında dönmekte, Japon-Çin savaşından bir kesit anlatıyor. 12 bakire kızın, yanlarına 12 fahişe alarak savaşta hayatta kalma çabaları kısaca. Çinliler ve Japonların arasında bir de tanıdık isim var: Christian Bale. Üniversiteye girdiğim ilk sene, ikinci yabancı dili japonca seçmiş olan arkadaşlarla topyekün gittik filme, hepsi "Niye Japonca seçtim, pislikler" diye çıktı filmden. Benim fikirlerim daha başka tabi. Gelin izleyin, gözleriniz yaşarsın azıcık.

[Lullaby]

Yakın zamanda izlediğim ve beni derinden sarsan bir film önereyim ben de o halde.

Camp X-Ray (Işın Kampı)

Guantanamo'daki hapishaneye gönderilen bayan bir askerin, oradaki mahkumlardan biri olan Ali Amir ile olan ilişkisini anlatıyor film. Herhangi bir aksiyon yok filmin içerisinde ancak duygular o kadar yoğun verilmiş ki etkilenmemek elde değil. Ayrıca Hollywood'dan özeleştiri tarzında bir film çıkması da oldukça ilgi çekici. İzlemenizi tavsiye ederim.

[muslu]

Hasta La Vista (Olduğun Gibi Gel)

Yirmili yaşlarında olan üç genç adam, hala bakirlerdir. Şarap turu bahanesiyle İspanya'ya doğru yola çıkarlar ve amaçları da şaraptan ziyade ilk cinsel deneyimlerini yaşamaktır. Onları kendileri dahil hiçbir şey durduramayacaktır. Biri yarı kör, diğeri tekerlekli sandalyeye mahkum, üçüncüsü de boyundan aşağısı felçli olan bu üç genç adamı anlatan Olduğun Gibi Gel, İspanya'daki bir geneleve gitmek üzere seyahate çıkan felçli bir adamın gerçek hikayesinden esinlenilerek oluşturulmuş bir film.

beni çok acayip etkileyen bir filmdir herkese tavsiye ederim gerçek bir hikayeden alıntılanmış olması da insana hiç bir şeyin imkansız olmadığını gösteriyor

[Cynic]

Stay [2005]



Arkadaşlarla toplu film gecesi yaptığımızda kenara köşeye "abi bunu izleyek." diye attığımız bir filmdi. Kafalar ayıkken oturduk izledik 3 kişi. Zaten kafayı allak bullak eden filmleri severiz (13th Floor, ayrıca öneririm), ancak bu çok farklı bir kafa idi. Sabahın ilk ışıklarıyla herkes bir köşeye çekilip kendi yaşamını sorguluyordu vesselam.

Henry Letham, intihar etmek isteyen bir üniversite öğrencisidir. Sam Foster ise, ona geçici psikiyatristlik yapması için atanan bir doktordur. Hikaye Sam'ın Henry'nin etrafındaki gizem perdesini aralama çabaları üzerinden ilerliyor ve gerçeklik her bir yeni bulgu ile daha da çarpılıyor. Film, ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgide olabilecek şeyleri irdelerken aynı zamanda da hoş twistlerle kendini canlı tutuyor, ancak ağır havası ve yavaş ilerleyişi bazen sıkabiliyor. Çok ayrı bir kafası var, film bittikten sonra vuruyor. İzleyin.